Sultan Genç Osman, Lehistan seferindeki
başarısızlığının sebebi olarak askerin gayretsizliğini görüyordu. Askeri alanda
bazı yenilikler yapma fikri böylece gelişti. İşe Kapıkulu ocakları ile
başladı. Yaptırdığı sayımda, asker sayısının maaş defterindeki kişi
sayısından az olduğunu anlayınca fazladan para vermeyi kesti. Bu durum da, daha önce
fazladan gelen paraları kendi ceplerine atan zabitlerin, Sultan Genç Osman'a düşman
olmalarına yol açtı.
Sultan Genç Osman her şeyin farkındaydı, ancak tecrübesiz olması yüzünden
istediği yenilikleri yapamıyordu. Anadolu, Mısır ve Suriye askerlerinden oluşacak
yeni bir ordu kurmak istiyordu. Aynı zamanda saray, harem ve ilmiye teşkilatlarını
yeniden kurmak, yeni kanunlar çıkarmak gibi yenilikçi düşünceleri de vardı.
Kapıkulu Ocakları bu durumdan rahatsızdı ve bunu belli etmekten kaçınmıyorlardı.
Şeyhülislam Es'ad Efendi'nin başında bulunduğu ilmiye sınıfı ise fikir
belirtmiyordu.
Sultan Genç Osman'ın Haleb, Erzurum, Şam ve Mısır beylerbeylerine asker yazdırmak
için gizli bir irade gönderdiğinin sarayda adamları olan yeniçeriler tarafından
öğrenilmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Sultan Genç Osman asker toplamak için
Anadolu'ya bizzat kendisi
gitmek istiyordu. Bu arada İstanbul'a, Dürzi lider Maanoğlu Fahreddin'in
Lübnan'da bir isyan çıkardığı haberi geldi.
Sultan Genç Osman bunu bir fırsat bilerek, isyanı bastırmak için Anadolu'ya
gideceğini söyledi. Ancak Sadrazam Dilaver Paşa ve Şeyhülislam Es'ad Efendi, koskoca
padişahın küçük bir isyan için Anadolu'ya gitmesine gerek olmadığını
söyleyerek, Sultan Genç Osman'ın Anadolu'ya geçmesini engellemeye çalıştılar.
Başka bir çaresi kalmayan Sultan Genç Osman, hacca gideceğini ilan etti. Daha önce
hiçbir padişah hacca gitmemişti. Sadrazam Dilaver Paşa ve Şeyhülislam Es'ad Efendi
çok uğraştılarsa da Sultan Genç Osman fikrinde kararlıydı. Padişahın geçeceği
güzergah üzerindeki vilayetlerin beylerbeyleri haberdar edildi ve hazırlık yapmaları
istendi.
Sultan Genç Osman'ın yanında 500 yeniçeri ve sipahi olacak, geri kalan asker
İstanbul'un korunması için İstanbul'da kalacaktı. Sadrazam, defterdar, nişancı,
rikab ümerası, gedikliler, 40 müteferrika ve 40 divan katibi hac kafilesinde yer
alıyordu. |