Osmanlıların Rumeli'deki faaliyetlerinin devam
etmesi, akıncıların Bosna'ya ve Arnavutluk'a kadar ilerlemeleri Haçlıları telaşa
düşürdü. Macar Kralı Sigismund, Papa'nın da desteğiyle başta Fransız, İngiliz ve
Alman kuvvetleri olmak üzere bütün Avrupa ülkelerinin katılımıyla oluşan Haçlı
Ordusu'nun başına geçti. Bu ordu 1396 yılının Mayıs ayında harekete geçti.
Bu ittifakın amacı beş yıldır kuşatma altında bulunan
İstanbul'u kurtarmaktı. Haçlılar Tuna kıyısındaki Niğbolu kalesini kuşattılar.
Kale kumandanı Doğan Bey, Yıldırım Bayezid komutasındaki Osmanlı Ordusu
yetişinceye kadar kaleyi başarıyla savundu. 1396 yılında Niğbolu kalesi önlerinde
çok kanlı çarpışmalar oldu. Haçlılar, tarihe Niğbolu Savaşı olarak geçen bu
çatışmada büyük bir bozguna uğradılar. Savaş sonunda Haçlıların aldığı
yerler Osmanlı Devletine geçti. Bulgar Krallığı ortadan kaldırıldı ve Macaristan
içlerine doğru akınlar yapıldı. Haçlı dünyası yarım yüzyıl Türklerin üzerine
yürümeye cesaret edemedi. Bu savaştan sonra Yıldırım Bayezid'e Abbasi Halifesi
tarafından "Sultan-i iklim-i Rum" yani "Anadolu Sultanı" ünvanı
verildi.
Niğbolu Savaşından sonra İstanbul üçüncü defa kuşatıldı.
Daha önceden yapımına başlanmış olan Anadoluhisarı bu kuşatma sırasında
tamamlandı. Güçlü bir deniz kuvveti ve büyük topların olmaması fethi engelliyordu.
Bu sebeple Yıldırım Bayezid, Türk Denizciliğini geliştirmeye çalıştı.
Yıldırım İstanbul'u kuşatma altında tutarak, şehrin teslim olacağını
düşünüyordu. Ancak Timur tehlikesi ortaya çıkınca, Bizans'la bir antlaşma
yapıldı ve kuşatma kaldırıldı. Bu antlaşmayla, İstanbul Sirkeci'de bir cami, bir
İslam Mahkemesi ve bir Türk mahallesi kuruldu. Yıllık haraç arttırıldı. Aynı yıl
Yunanistan'a ve Mora'ya sefer düzenlendi.
1398 yılında Karaman ülkesi ve Karadeniz beylikleri fethedildi. Bir
yıl sonra da Dulgadiroğulları beyliğine son verildi. Yıldırım Bayezid, ayrıca
İstanbul Galata'da bulunan Ceneviz Kolonisi ile de savaştı. |