|
Tımar, Osmanlı İmparatorluğu'nda
belirli görev ve hizmet karşılığı olarak kişilere verilen ve yıllık geliri 1.000
akçe ile 20.000 akçe arasında değişen araziye denir. Tımarın kullanılması ile
ilgili kanuna da Tımar Kanunu denir. Tımar Sistemi'nin, Osmanlı İmparatorluğu'nda
toprağın işlenerek, devletin masrafsız bir şekilde girmeden büyük bir askeri kuvvet
sağlaması ve iktisadi hayatın gelişmesinde büyük yararı olmuştur. Fakat zamanla bu
sistem içerisinde yolsuzluk ve rüşvet olaylarının baş göstermesi, bu sistemin
bozulmasına ve imparatorluğun çökmesine sebep olan nedenlerden biri olmuştur.
Tımar Kanununa göre ;
1- Tımar sahipleri devletin birer memurudur ve merkezin emri altında çalışmak
zorundadır.
2- Görevini yerine getiremeyen tımar sahipleri görevlerinden
azledilirler.
3- Tımar, hizmet karşılığı toprağın gelirinden yararlanıldığından
dolayı elde ettikleri haklar veraset yoluyla bir başkasına verilemez.
4- Tımar sahipleri, devletin verdiği işleri yapmak ve verilen
yetkileri kullanmakla sorumludurlar.
5- Tımar sahibi özürü olmadan sefere katılmazsa tımarı elinden alınır.
6- Ortak tımarlarda nöbeti geldiği halde gelmeyenlerin tımarına el
konur.
7- Tımar ve zeamet sahiplerinin ölümü halinde, tımarların kılıç
kısmı oğullarına verilir.
8- Şehit düşenin oğluna kılıçtan fazlası verilir.
Savaşlarda elde edilen topraklar gelirine göre kısımlara ayrılır ve
savaşta yer alan sipahilere verilirdi. Tımarların gelir ve giderleri defterhanede
bulunurdu. Tımar sahibi, her 300 akçe için cebeli getirmekle yükümlüydü.
Tımar sahibi, devlete ait miri toprakları devlet adına kullanır, köylü
onu efendisi olarak tanırdı. Tımar sahibi köylüyü korumak ve ona daha iyi şartlar
sağlamak, köylüyü toprağa bağlamak, ziraatı geliştirmekle görevlidir. Tımar
sahibi, tımarın olduğu topraklarda otururdu. |
|